
Aşk sultânı Hz. Mevlânâ'nın, Mesnevî isimli eserinde
"Ey bizim sevdası hoş olan, güzel olan aşkımız, Ey bizim bütün mânevî
hastalıklarımızın, dertlerimizin tabibi" diye anlattığı aşk, Allah'ın
yeryüzünde kendisinden göründüğü İnsan-ı Kâmil'den, yani Allah'ın mânâsından
başkası değildir. O, bu mânâyı rehber edinip, kendi vücûdu içinde nefsini rûhunun
esiri haline getirerek birlemiş, aşkın da bu birliğin efendisi olmasına vesîle
olmuştur. Bunun içindir ki ona, nefisleri efendi kılan mânâsında
"Efendimiz (Mevlânâ)" denilmiştir.
Cemalnur Sargut "Aşktan Dinle" isimli bu kitabında
bize, Hz. Mevlânâ'nın Mesnevî isimli eseri ışığında nefs, aşk, kibir,
cömertlik, gösteriş, edep gibi insanın gelişiminde rol oynayan pozitif ve
negatif kavramların iç mânâlarını anlatıyor. Bizi Mesnevî'de buyurulan,"Tû
megû mârâ bedân şeh bâr nîst / Bâ kerîman k?rha doşvâr nîst (Benim o
yüksekliklere çıkmaya gücüm yok deme, Kerîm olanın eteğine yapış, seni
çıkaracaktır.)" emri üzerine, Kerîm olan Mesnevî'ye yapışmaya davet ediyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder