
Zaman yine geceye, yokluğunun en ağır vurduğu saatlere doğru
ilerliyor. Hayalin olanca netliğiyle sahnedeki yerini alıyor. Her zamanki gibi
çok güzelsin. Başkalaşıyorum. Teslim oluyorumsana bir kez daha. Seçeneğim yok
aslında; ama olsaydı, böyle bir kaçışı bir an için düşünmeyi bile sana ihanet
sayardım. Seninleyim yine, sen oldum. Başkalaştıkça aslıma döndüm... Sana
döndüm, kendim oldum. Yokluğun en ileri boyutuyla tenime iyice sokuluyor, böyle
bir yangında varlığını olanca güzelliğiyle duyumsuyorum. Her gece binlerce kez
yinelenen bu sahnelerde, yokluğun ne kadar yakıcıysa varlığın onunla yarışan
bir serinlik oluyor yüzümde. Amansız bir çatışmanın ortasında nasıl
korumasızım. (Seninleyim ve korumasızım, yalnızım... Ne müthiş bir çelişkidir
bu! )
Gözlerimi kapatıyorum. Artık susma vaktidir. Bir yoksun, bir
varsın; ama en çok yoksun. Başım dönüyor.
Sevgili(m)! Ömrümün varı! Ey hayal! Seni seviyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder