
Umut süprizlerle dolu bu yolculukta, insanın "kendisine
acımaktan vazgeçtiğinde başkalarına da acıyabileceğini" keşfedecek ve
sonunda "acımayı bilen, insancıl bir Tanrı"nın hüküm sürdüğü yeni
dünyaya ulaşarak kendisiyle ilgili o büyük gerçekle buluşacaktır...
Bir yanda magazin kraliçeleri, mankenler, sahtekar
işadamları, kendine dokunulmaz bir konum belirleyerek ülkenin kaderinde rol
oynamak isteyen medya, öbür yanda ise genç bir kadına aşık olan kaçık bir
feylesof, keskin kulaklı bir Güneydoğu gazisi, açlık grevinde belleğini
yitirmiş bir kız, polisin bir türlü körleştiremediği bir ama; "Kendi
cennetini arayan düş kırgınları..." İkiye bölünmüş bir kentin, ikiye
bölünmüş kahramanları...
Romanlarıyla kendine ait -'işte benim yazarım' diyen bir
okur kitlesi yaratan usta yazar Mehmet Eroğlu, sekizinci romanı "Kusma
Kulübü"nde "bu gezegenin üstündeki en tehlikeli hastalık, yok
edilmeli" diye nitelediği zenginliği, yerleşik sistemi, medya ve magazin
dünyasını kıyasıya eleştiriyor ve byu eleştirilerden yola çıkarak, insanı en
çok insan kılan bir erdemi büyük bir ustalıkla çarpıcı bir edebiyat temasına
dönüştürüyor...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder