15 Ocak 2012 Pazar

HAYALLERİMİ SENDE UNUTTUM


Yasak bir hayalden mi hükümlüyüm? Hayaller yasaklanabilir mi? Bir köle bile, yaşamı algıladığı boyutta hayal kurarken özgür değil midir? İnanamıyorum. Hiçbir düşünce gücünün onaylatamayacağı bu müthiş trajediyi haketmediğimi bilecek kadar kendimdeyim. Adına umut dediğimiz aldanışlardan birinin daha yaşamın kıyısına vurmasıdır bu. Sayısız husum fırtınasından sonra artık denizde tutunamayan bir gül yaprağının kumsaldaki görüntüsüdür. Akşam vaktidir. Martılar çoktan susmuştur. Yalnızlık ve felâket. Alkışlar... Perde. Kenan Kalecikli Bir dünyalı o. Herkesten daha zamansız, ama en çok yersiz, yurtsuz... Tek sığınağı yazdıkları belki. Kendisine zorlanan her aykırılığa direnerek taşıdığı protest kimliğin bedelini öderken yeryüzünün en cesur adamı. Bir dünyalı o. Ferhat'ların, Mecnun'ların soyundan geldiğine inanıyor. “Çiçek yüzlüm” dediği muhteşem insanı bulduğunu sandığı anda yitirmelerin yıkımını ne kadar taşıyabileceğini kendisi de bilmiyor. Yıllar yılı giderek etkisini artıran kapitalizmin boğucu kuşatmasına karşı her sözü, her satırı bir direniş çığlığı sanki. Sevginin gücünün, aşkın büyüsünün insanlaşma sürecindeki önemini sürekli vurgulayarak bir savaşım veriyor. ”İnsan kazanacak,” derken taşıdığı umut, kendi içinde adı konmamış bir destana dönüşüyor. Yaşadığına hiçbir zaman inanmadı. Bu nedenle de yaşı yok onun. Özgeçmişi de. Aramızdan ayrıldığında, geride bıraktığı kitapları “hoş bir seda” olarak sonsuza kadar hiç tanımadığı okurlarınca okunacak,dudak bükmelerinde bir gülümseme kadar kalacak. Bizden biri /belki, hiç kimse değil.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder